Gelecekteki Dünyamız için Şahsi Olarak Önlem Alıyor musunuz??

19 Ekim 2007 Cuma

Çernobil ve Nükleer Teknoloji Bilgi Platformu

Çernobil ve Nükleer Teknoloji Bilgi Platformu 12.10.2007 Cumhuriyet / Bilim TeknikGeçtiğimiz hafta fosil yakıtlara bağlı kanser sıklığı hakkında Dr. Gale'in öngördüğü rakamları vermiştim. Dr Gale, sadece kömür ve petrolün neden olduğu çevre sorunları nedeniyle 2.000.000 kişinin 2065 yılına dek kansere yakalanacağını öne sürüyordu.
"Çernobil, 2065 yılına kadar kanser sıklığını ne kadar arttıracak" isimli yazımla ilgili olarak çok sayıda elektronik posta aldım. Bunların arasında en dikkat çekici olanı Nükleer Teknoloji Bilgi Platformu'nun kurucularından ve halen bu platformun koordinatörlüğü görevini yürüten Fizik Yüksek Mühendisi Sayın Adil Buyan'ın gönderdiği iletiydi.
Buyan iletisinde şunları söylüyordu. "Bu konuda maalesef bilim sürekli katledildi. Medyatik olmaya gayret eden az sayıdaki kötü niyetli Prof, Dr. ya da Müh. takılı kişiler tarafından bu konu sürekli tabulaştırıldı... Konuya ideolojik bakanların yarattığı davranış biçimi sayesinde nükleer karşıtlığını bir DİN ve bizleri de bu dine inanmayan ATEİSTLER haline getirenlerle bilimsel verilerle mücadele ettik, etmeye de devam edeceğiz. Ancak bilimin izlenme oranlarının ülkemizde ne denli düştüğünü de bilmekteyiz."
Aslına bakarsanız bu nükleer enerji ve Çernobil konusunda benim aklım hep karışıktır. Televizyonlarda daha fazla izlenme dışında hiçbir kaygı ve sorumluluk taşımayan programlarda hemen neredeyse tüm kanserleri Çernobil'e bağlayan, acılı anne babalar üzerinden rayting kapmaya çalışan programlar, nükleer enerji lehine söylenen her şeyi vatan hainliği ve çevre düşmanlığı ile özdeşleştiren halk yardakçısı söylemler beni hep rahatsız etmiştir.
Bu konuda çok anlaşılabilir bir örnek vermek istiyorum. Hiroşima ve Nagazaki deneyimi, radyasyona bağlı akut lösemi (kan kanseri) sıklığının patlamayı takiben ilk 2-10 yıl içinde arttığını ve sıklığın 10. yılsonunda normale geldiğini bize öğretti. Ancak halen ve Çernobil'den 20 yıl sonra akut lösemi sıklığındaki artışı Çernobil'e bağlayan bilim insanlarımız var.
Sayın Buyan, bana yolladığı yazıda koordinatörlüğünü yaptığı platformun web sayfası olan www.nukte.org adresinde konuşmaya alıştığımızın dışında önemli bilgilerin sunulduğundan söz ediyor. Örneğin, nükleer santrallerin dünyada hızla azaldığı ancak ülkemizde dünyadaki bu eğilimin tersi davranıldığı hep söylenen bir iddiadır. Ancak Nükleer Teknoloji Bilgi Platformu bu görüşte değil. Onlar bize şu bilgiyi sunuyor. Yıllara göre Nükleer Santral adetleri 1979'da 81, 1980'de 244, 1985'te 365, 1990'da 419, 2000'de 436, 2006'da 443'tür. 2005 yılına kadar dünyada ekonomik ömrü dolan ve dolayısı ile kapatılan santral sayısı ise 95 adettir. Yani hep söylenegelen bu iddia gerçeği yansıtmıyor. Aslında tüm dünya ülkeleri nükleer santrallarını sadece ömrü dolduğundan kapatıyor ve yerine derhal yenilerini kuruyor.
Geçtiğimiz hafta fosil yakıtlara bağlı kanser sıklığı hakkında Dr. Gale'in öngördüğü rakamları vermiştim. Dr Gale, sadece kömür ve petrolün neden olduğu çevre sorunları nedeniyle 2.000.000 kişinin 2065 yılına dek kansere yakalanacağını öne sürüyordu. Bu sayı Çernobil'e bağlı kanser sıklığı artışı ile karşılaştırılamayacak kadar büyüktür.
Nükleer Teknoloji Bilgi Platformu, iki temel nedenle nükleer enerjiye evet diyor. Bunlardan ilkini şöyle açıklıyorlar: "Nükleer teknoloji gibi çok geniş kapsamlı ileri teknolojilerin ülkeye kazandıracağı pek çok yarar vardır. Bir nükleer santralda yüksek teknoloji gerektiren yaklaşık 22 bin değişik parçanın bulunduğu göz önüne alınırsa, böyle bir teknolojiye sahip olmaya yönelmekle sanayimiz, bilim ve teknoloji kuruluşlarımız pek çok değişik alanda kullanılabilecek bilgi birikimi ve tecrübe kazanacaktır."
İkinci önemli noktayı ise şöyle dile getiriyorlar: "Son dönemde dünyada yaşanan gelişmeler, en geniş anlamıyla uluslararası güvenlik ve milli güvenlik kavramını hızla değiştirmektedir... Nükleer enerji gibi güvenilir bir temin seçeneğine sahip olmak, ülkemizin hem uluslararası arenada, hem de iç politikada daha güçlü etkinlik ve siyaset üretmesini sağlayacaktır."
Konu ile ilgili ezberlerini gözden geçirmek isteyenlere www.nukte.org adresini salık veririm.
Artık başta Çernobil'in ülkemizde neden oldukları olmak üzere nükleer enerji ve sakıncaları hakkında daha anlaşılır ve bilimsel bir bakış açısıyla konuşmaya başlamalıyız diye düşünüyorum. Bu köşe benimle aynı kaygıyı taşıyanların bilimsel ve objektif olmak kaydıyla her türlü farklı görüşüne açıktır.

Hiç yorum yok: