Dünyadaki Durum
Ülkelerin İDÇS'ye bakış açılarını çok genel olarak anlayabilmek için, Rio öncesi hazırlık sürecine bakmak gerekir. Gerçekte İDÇS, hazırlık sürecindeki istek ve önerilere uygun biçimde sonuçlandırılmamış ve oldukça esnek bir belge olarak şekillenmiştir. Bu durum, Sözleşmenin hazırlıkları sırasında gelişmiş ülkeler ve gelişme yolundaki ülkeler arasında ortaya çıkan derin görüş ayrılıklarından kaynaklanmıştır. Görüşmeler boyunca üzerinde anlaşma sağlanamayan ana konular şunlar olmuştur:
(i) CO2 ve öteki sera gazı emisyonlarının belirli bir yıl düzeyinde durdurulmasına ve belirli oranlarda azaltılmasına yönelik yükümlülüklerin, gelişmiş ve gelişme yolundaki ülkeler arasında paylaşımı ve hedef yılların saptanması;
(ii) Gelişmiş ülkelerden (GÜ'ler) gelişme yolundaki ülkelere mali kaynak ve teknoloji aktarılması;
(iii) GÜ'lerin tercih ettiği GEF (Küresel Çevre Olanağı) in yerine, gelişme yolundaki ülkelerin (GYÜ'ler) Dünya Bankası'nın var olan fonlarından bağımsız yeni bir mali düzenlemenin (örneğin, bir küresel iklim fonunun) oluşturulması şeklindeki önerisi.
Sonuç olarak, ne GÜ'lerin ne de GYÜ'lerin istekleri tam anlamıyla gerçekleşebilmiştir. GYÜ'ler tüm sorumluluğu GÜ'lere yüklemeyi, kendilerine düşen ortak yükümlülükleri yerine getirmede gereksinim duyacakları çevreye duyarlı teknolojileri, yeni ve ek mali kaynakları ve fon düzenlemelerine ana katkıyı GÜ'lerden alabilmeyi umuyorlardı. GÜ'ler ise, CO2 öteki sera gazı emisyonlarının durdurma ya da azaltma yükümlülüklerini, atmosferdeki sera gazı birikimlerinin artışındaki tarihsel sorumluluklarını göz ardı ederek, GYÜ'ler ile paylaşmak istiyorlardı. Sonuçta tüm bu uyuşmazlık noktalarının karşılıklı ödünlerle bastırıldığı söylenebilir.
Önceki bölümde de açıklandığı gibi, Kyoto Protokolüne göre, Taraf ülkeler insan kaynaklı karbondioksit eşdeğer sera gazı emisyonlarının, 2008-2012 döneminde 1990 düzeylerinin en az %5 altına indireceklerdir.Avrupa Birliği, hem birlik olarak hem de tek tek üye ülkeler açısından %8'lik bir azaltma yükümlülüğü almıştır. Bazı Taraflar, bu yükümlülük döneminde sera gazı emisyonlarınıss arttırma ayrıcalığı alırken (örneğin; Avustralya %8, İzlanda %10 ve Norveç %1 düzeyinde arttırabilecekler) Yeni Zelanda Rusya Federasyonu ve Ukrayna'nın sera gazı emisyonları 1990 düzeylerinde kalacaktır. Protokolde Amerika Birleşik Devletleri ABD'nin niceliksel olarak belirlenmiş salım azaltma yükümlülüğü %7'dir. ABD, daha Kyoto da Başkan Yardımcısı Al Gore'nin ağzından, bu yükümlülüğü kabul etmesinin mümkün olmadığını ve kendi halkının çıkarları doğrultusunda değiştirmek için elinden geleni yapacağını açıklamıştır.
ABD daha sonra, Buenos Aires'de gerçekleştirilen TK-4'ün sonunda, Kyoto Protokolünü bu toplantı sırasında imzaladığını, ancak daha önce açıkladıkları gibi, Çin ve Hindistan gibi gelişmekte olan anahtar ülkeler sera gazı emisyonlarını sınırlandırma konusunda herhangi bir yükümlülük almadıkça, Protokole taraf olmayacaklarını ilan etmiştir.
(GÜ: GELİŞMİŞ ÜLKELER)
(GYÜ: GELİŞME YOLUNDAKİ ÜLKELER)
Gelecekteki Dünyamız için Şahsi Olarak Önlem Alıyor musunuz??
19 Ekim 2007 Cuma
Dünyadaki Durum
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder